İllüstrasyon: Canan Güneş
Eğer bu satırları okuyorsanız, muhtemelen terapi alıyor veya terapi almaya bir adım daha yakın hissediyor olmalısın. Psikoloji ve kişisel gelişim dünyası her geçen gün genişliyor. Sen de duymuşsundur, okumuşsundur ya da en azından sosyal medyada veya video stream platformlarında en az birine denk gelmişsindir; kişisel gelişim, psikoloji vb mental sağlığımıza hitap eden konularda ne de çok yöntem çıktı. Peki, neden bu kadar popüler? Çağımıza özgü stres ve anksiyete faktörleri, teknolojik ilerlemeler ve dijitalleşme ile sosyal ilişkilerimizdeki köklü değişiklikler, yalnızlaşma ve daha birçok sebep, birçok kişiyi terapi odalarına doğru yönlendiriyor.
2020 yılında, dünya genelinde 15 yaş ve üzeri bireylerin yaklaşık yüzde 46’sı ruh sağlığının fiziksel sağlıktan daha önemli olduğunu düşündüğünü belirtirken, diğer yüzde 46’sı ruh sağlığının fiziksel sağlık kadar önemli olduğunu düşünmektedir. Bu istatistik, 2020 yılında dünya genelindeki bireyler arasında ruh sağlığının fiziksel sağlığa kıyasla algılanan önemini göstermektedir (1). Diğer bir istatistik ise 2017 yılı itibarıyla dünya çapında seçilmiş ruh sağlığı veya madde kullanım bozukluklarından muzdarip olan insan sayısının 970 milyona ulaştığını gösteriyor (2). Benzer bir araştırmada her 4 kişiden 1’inin hayatının bir noktasında psikolojik bir hastalıktan etkileneceği öngörülmüş (3). Dolayısıyla terapinin popülerleşmesi de bu ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Yüzlerce belki binlerce istatistiksel veriden yalnızca birkaçı bile insanların yakın vadede çok daha fazla psikolojik destek ihtiyacı olacağını gösteriyor. Bu nedenle bu yazımda; terapi alma, psikolojik yardım alma ihtiyacı altında yatan nedenlere bir göz atmak, bu yolculuğun sadece bir trend olmadığını, aslında çok daha derin ve kökten bir ihtiyaçtan kaynaklandığını açıklamak istiyorum. Terapilerin yanı sıra spiritüel yöntemler, konstelasyon, ses ve beden terapileri gibi birçok seçenek de gündeme geliyor. Peki, hangisi doğru?
Stres, anksiyete, dijital çağın getirdiği yalnızlık hissi… Bunların hepsi, bizleri daha iyi hissetmek, daha sağlam bir zihinsel yapıya sahip olmak için arayışa itiyor. Psikoterapi, konstelasyon, beden terapisi gibi birçok yöntemle tanışıyor, deniyor ve kimi zaman da denediğimiz yöntemler arasında sıkışıp kalıyoruz. Ancak bu çeşitlilik, aslında bireysel ihtiyaçlarımızı göz önünde bulunduracak olursak olumlu bir durum. Sonuçta, her birimizin kendine özgü bir kişilik yapısı, geçmişi ve ihtiyaçları var. Harvard Üniversitesi’nin bir araştırması, terapinin başarısında terapist ve danışan arasındaki terapötik ilişkinin önemine dikkat çekiyor (4). Başka bir deyişle, terapide “doğru” olan, sadece yöntem değil, aynı zamanda terapist-danışan ilişkisi de oldukça önemli bir faktör. İşte bu noktada, birçok kişi terapist seçiminde tavsiyelerle ilerlemeyi tercih ediyor. Arkadaşından duyduğu bir teknik, bir tanıdığının tavsiye ettiği bir terapist gibi… Ancak sana farklı bir açı daha sunmak istiyorum:
İyi olan her şey, herkes için iyi olmayabilir.
“Terapim çok iyi gidiyor, mutlaka sen de bir denemelisin.” “Son katıldığım kampta öğrendiğim teknik harikaydı, tüm sorunları çözüyor. Sen de denemelisin.” “Duyduğuma göre o teknik çok tehlikeli. Bir arkadaşım oraya gitti ve hiç memnun kalmadı.” Bu tür cümlelere aşina mısınız? Belki de en sık duyduğunuz cümleler arasındadırlar. Ancak unutmamanız gereken önemli bir şey var: Bir yöntemin veya terapistin bana iyi geliyor olması, sana da mutlaka iyi geleceği anlamına gelmez.
Yapılan akademik çalışmalarda, danışanların terapiyi/terapistini bırakma oranı %35 olarak belirtilmiştir (5). Bu istatistiksel bilgileri paylaşmamın nedeni, eğer siz de terapist arayışındaysanız ve ilk denemelerinizde bir şeyler yolunda gitmediyse yalnız olmadığınızı göstermek.
Bazılarımız daha hızlı çözüm arayışında olabilirken, bazılarımız daha derinlemesine bir içsel yolculuğa çıkmak isteyebilir. Örneğin, şu anda yoğun bir stres ve anksiyete yaşayan biri için bilişsel davranışçı terapi daha etkili olabilirken, bir diğeri için varoluşsal terapi daha uygun olabilir. Fakat her yöntemin ortak noktası; terapiye bir süreç, yolculuk olarak yaklaşılmasıdır. Yani bugünden yarına bir çözüm veya değişiklik vaad etmez! ( tabii internetteki bazı aslı astarı olmayan, bilimsel veya deneyimsel herhangi bir geçmişi, çalışması olmayan yeni teknikler, vaadler hariç).
Terapist seçiminde önemli olan, terapistin sadece yetkin olması değil, aynı zamanda danışanla kurduğu terapötik bağdır. Sizin iyi bir ilişki kurabileceğiniz, güvenli bir bağ kuracağınız ve işbirliği yapabileceğiniz bir terapist/danışman bulmak, bir ilişki kurma sürecine benzer. İlk görüşmelerde, terapistinizle aranızdaki uyumu gözlemleyebilirsiniz. İlerleyen seanslarda, duygusal ve zihinsel ihtiyaçlarınız karşılanıyor mu, dinlendiğinizi hissediyor musunuz, kendinizi ifade ederken rahat hissediyor musunuz gibi soruları kendinize sormak faydalı olabilir.
Unutmamanız gereken bir şey var: Hepimiz benzersiziz ve her birimize iyi gelecek yöntem/yol farklıdır. Doğru terapisti ve yöntemi bulma süreci bazen zorlu olabilir, ancak pes etmemek, bu süreçte kararlılıkla ilerlemek, uzun vadede sizin için en uygun olanı bulmanıza yardımcı olacaktır. Terapide önemli olan, kendi ihtiyaçlarınızı ve size neyin iyi geldiğini gözlemlemek, farketmek, ama aynı zamanda sürece zaman tanımaktır. Terapist değiştirme eğilimi, bazen danışanın içsel dirençleriyle veya belirsiz beklentileriyle ilgili olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir terapi sürecinde danışanın rahat ve güvende hissetmesi esastır.
Sonuç olarak; terapinin amacı, zorlandığınız olay veya durumları değiştirmeniz için size tavsiye vermek değil; ihtiyaçlarınızı, inanç kalıplarınızı, savunma mekanizmalarınızı daha iyi anlamanıza ve yaşadığınız zorluklarla başa çıkmanıza yardımcı olmaktır. Bu süreçte, terapistiniz size eşlik eder. Asıl değişim ve dönüşümü gerçekleştiren yine siz olacaksınız :).
Sevgiler…
Kaynaklar
- Statista 2023- Mental health worldwide- Statistics & Facts
Worldwide, Percentage of adults worldwide who stated select issues were the biggest health problems facing people in their country in 2022 ↩︎ - Statista 2023- Mental health worldwide- Statistics & Facts
Worldwide, Number of people globally that suffered from select mental health or substance use disorders as of 2017 ↩︎ - Global Mental Health Statistics ↩︎
- Wilmots E, Midgley N, Thackeray L, Reynolds S, Loades M. The therapeutic relationship in Cognitive Behaviour Therapy with depressed adolescents: A qualitative study of good-outcome cases. Psychol Psychother. 2020 Jun;93(2):276-291. doi: 10.1111/papt.12232. Epub 2019 May 22. PMID: 31119849; PMCID: PMC7216827. ↩︎
- Roos J, Werbart A. Therapist and relationship factors influencing dropout from individual psychotherapy: a literature review. Psychother Res. 2013;23(4):394-418. doi: 10.1080/10503307.2013.775528. Epub 2013 Mar 6. PMID: 23461273. ↩︎