Pozitif Psikolojiyi Yanlış Mı Anlıyoruz? Her Zaman ‘İyi’ Olma Hali Baskısı

Pozitiflik kalma hali, günümüzün en popüler kelimesi haline gelmeye başladı ve pozitif kalma/kalabilme hali pek çoğumuzun hayatında artık önemli bir rol oynuyor fakat “her şey güzel olmalı” yaklaşımını benimsemek, kendimize gerçekte ne kadar faydalı?

Pozitif Psikolojiyi Yanlış Mı Anlıyoruz? Her Zaman ‘İyi’ Olma Hali Baskısı

İllüstrasyon: Canan Güneş


Pozitiflik kalma hali, günümüzün en popüler kelimesi haline gelmeye başladı ve pozitif kalma/kalabilme hali pek çoğumuzun hayatında artık önemli bir rol oynuyor fakat “her şey güzel olmalı” yaklaşımını benimsemek, kendimize gerçekte ne kadar faydalı?

Pozitif düşüncenin bize pek çok açıdan faydası bulunsa da, sürekli ve zorlayıcı olmaya başladığında, gerçekte duygularımızdan uzaklaşıp, duygularımızı bastırmaya başlayabiliriz. Diğer bir ifadeyle, hayatın her anını “iyi hissedeceğimiz” (pozitif) bir bakışla görmeye çalışmaya zorlanmak, gerçek deneyimlerden ve olanı kabul etmekten bizi alıkoymaya başlayabilir. Ancak bunun yerine, karşılaştığımız ve içinde bulunduğumuz zor zamanları duyguları ile birlikte kabul edip, onları hissetmek ve onları yaşamak gerçek anlamda iyileşmemize yardımcı olamaz mı? Yaşadığımız duygularla bütünleşip, o duyguları kabul etsek ve anlamaya başlasak ne olurdu? Belki de duygularımızı sevmeye ve bunları tanıyıp, benzer durumlarda nasıl başa çıkabileceğimizi öğrendirdik?

Hayatımızda olumsuz giden olaylar karşısında çevremizdekilerin bize söylediği “Olumlu düşün olumlu olsun”, “unutma ki her şeyin bir nedeni var” veya “mutluluk aslında senin seçimdir” gibi yaklaşımlar, her ne kadar iyi niyetle söylense de gerçekte yaşadığımız duygularımızı görmezden gelmemize neden oluyorsa, o noktada durup tekrar değerlendirmek gerekir. Esasında gerçekten de faydalı olan bu olumlu bakış açısı, duygularımızı bastırma haline dönüştüğünde soruna dönüşmeye başlayabiliyor. Elbetteki olaylar ve kişilerle etkileşimimizde algılarımız ve tutumumuz günümüzün nasıl geçeceğinden, seçimlerimize kadar belirleyici role sahip.

Bir arkadaşım (teşekkürler Ceyda’cığım), TikTok’da rastladığı, ‘AMA’ oyunundan Öner Erkan’ın bir sahnesini gösteren bir içerik paylaştı. Repliği ilk kez dinleyenlerin genel tepkisi ‘çok haklı’ ile ‘umut olmasa da olmaz ki’ arasında salınıp duruyordu. Sizinle de paylaşmak istedim, peki siz ne düşünüyorsunuz? (yazının altındaki yorumlara yazabilirsiniz)

Video: Ceyda Karabıyık


Videodaki oyunda sürekli pozitif olma halini eleştirirken bir taraftan da neden hep iyi olmak zorundayız noktasını eleştiriyor. Diğer bir bakış açısından da umut insanın yaşamını devam ettirmesi için en temel ihtiyaçlardan biri. İnsanın herhangi bir konuda daha iyi olacağına dair umudu olmadığında yaşamı nasıl olurdu? Eylemde olabilir miydi?

Sürekli pozitif halde ya da iyi olma halinde kalmaya çalışmak bir süre sonra bizi utanç ve suçluluk duygusuna itebilir, çünkü bir süre sonra hislerimizin gerçek olmadığına inanmaya başlar ve onlardan kaçarak onları kabul etmeyiz. Ya da zorluklarla başa çıkarak öğreneceklerimizden kendimizi mahrum bırakırız ki bu da psikolojik dayanıklılık (resilience) dediğimiz ihtiyacımız olan bir kazanımdan eksik kalmamıza neden olabilir.

Bir arkadaşımız ayrılık acısı çektiğinde “Üzülme, daha iyileri var.” yerine “Bu sürecin ne kadar zor olduğunun farkındayım ve bunun için her zaman yanındayım.” demek daha sağlıklı ve olması gereken bir yaklaşım olmaz mıydı? Bir yakınımız işini kaybettiğinde: “Bir kapı kapanır, bir diğeri açılır.” yerine “Gerçekten zor bir durum ve bunun için sana destek olmak isterim ya da sana nasıl destek olabilirim?” demek daha içten ve onun duygularını kabul eden bir yaklaşım olabilir.

Bir yakınınızın sağlık sorunları yaşadığında onlara “Pozitif düşün, her şey iyi olacak.” demek yerine, “Bu süreci birlikte atlatacağız, daha önce de bir çok sorunun üstesinden gelmiştin, tekrar iyi hissedeceğine inanıyorum.” demek daha anlamlı ve gerçekçi bir yaklaşım olabilir.

Özetle, sürekli “iyi olmaya çalışma hali” ya da “pozitiflik hali”, zihinsel ve duygusal sağlığımız için dengesiz bir yaklaşım haline dönüşmeden bu halin bizdeki yansıması üzerine bir kere daha düşünmeye ne dersiniz? İyi niyetle söylenmiş olsa da, kendimize veya başkalarına sürekli olarak “pozitif kal” demek yerine, farklı bakış açılarını (daha işlevsel olabilecek) ve farklı yolları onlara görmeye/göstermeye çalışabilir, hissettiğimiz duyguları tanımak, kabul etmek ve bu duygularla nasıl başa çıkabileceğimizi bulabiliriz.

Hayatın her zaman mükemmel olması gerekmez, yaşadığımız zorluklara daha rasyonel bir bakış açısıyla yaklaşıp, olanla yüzleşip ve gerektiğinde de profesyonel destek almak kendimiz için daha değerli bir adım olacaktır.

Sevgiler

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Comments
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x