İllustrasyon: Canan Güneş
Bugün ele alacağımız konu, işyerlerinde karşılaşabileceğimiz, genellikle göz ardı edilen ancak hayatımızı önemli ölçüde etkileyebilecek bir mesele: mobbing. Bu konuya odaklanmak istiyorum çünkü işsizlik artışı ve ekonomik sorunlar, çalışanların mobbinge maruz kalma oranını arttırıyor. Son haftalarda en çok tartışılan konu, beklenen zamlar ve ardından gelen şu ifadeler: “Zam gelmezse, daha fazla dayanamam, iş aramaya başlarım.” Bu nedenle, bu konunun üzerine düşünme zamanı geldi. Mobbinge sadece maddi nedenlerle mi katlanıyoruz, yoksa bu durumdan çıkmanın alternatif yollarını göremeyecek kadar mı içine gömüldük? Birlikte düşünelim…
Önce Öğrenelim: Mobbing Nedir?
Başlamadan önce şu “mobbing” kelimesini tanımlamakta fayda var. Mobbing, çalıştığınız yerde birinin (iş arkadaşınızın, patronunuzun veya yöneticinizin) sizi sistematik bir şekilde gözdağı verme, moralinizi bozma işidir. TDK ve Yargıtay’ın bazı kararlarında mobbing yerine “bezdiri” ifadesi kullanılmaktadır. İş yerinde, okulda, hatta bazen asansörde, online toplantılarda bile karşımıza çıkabilir. Ekşisözlük’de 155 sayfa hakkında entry girilen mobbingi nasıl görüyoruz? Nasıl yaşıyoruz? Çalışma ortamındaki zorbalık olarak da tanımlan mobbing için ayırt edici faktörler, “sistematik” veya “sürekli olarak” yapılmalarıdır. Dolayısıyla fiziksel ve/veya ruhsal sağlığınızı bozabilecek, devam eden hakaretler, sözlü veya fiziksel davranışlar, tutumlardır diyebiliriz. Mobbinge maruz kalanlar genellikle ruh sağlıklarının etkilendiğini ifade eder, bu da uyku bozuklukları, konsantrasyon sorunları, depresyon ve anksiyete gibi duygusal tepkilere neden olabilir. Mobbingin ciddi bir sorun olduğunu biliyoruz, ancak etkilerinin devam ettiğini zaman zaman unutabiliyoruz.
Video tavsiyesi:
En Sık Karşılaşılan Mobbing Yöntemleri:
Maile CEO’yu veya Yöneticileri Ekleyerek İş Talebi
Kurumsal hayatı tamamen bıraktım diyemem ama en azından plaza entrikalarının fazlasıyla görüldüğü ortamlardan yıllardır uzaktayım ve çok şanslıyım. Yine de arkadaşlarımdan duyduklarımdan anlıyorum ki hala eski oyunlar, basit hesaplar devam ediyor maalesef. En sık duyduğum ve çalışanları en çok rahatsız eden, tabiri caizse muhatabına bilenmesine neden olan mobbing yöntemi, maillere CEO’yu veya üst yöneticileri eklemek. Benim “aba altından sopa göstermek” dediğim bu yöntem, aslında oldukça basit ama bir o kadar incitici: Basit bir hatayı bulduğunda sanki şirketi Forbes 500 listesine taşıyacak kadar önemli bir işe imza atmışçasına maile tüm yöneticileri, direktörleri, CEO yu CC’ye ekleyip, hatayı/yanlışı alem-i cihana duyaran o kişiyi tanıyor musun sende? Aklına geldi mi o an? O zaman sen de mobbinge uğrayanlar klubüne hoşgeldin. Bu maillerin ortak özellikleri, içeriğin kibar bir dille yazılıp, tamamen iş odaklı gösterilip, şikayetin veya altı çizilen hatanın gizlice ve oldukça kurnazca işlenmiş olmasıdır. İnce ince işlenmiş şikayetler, üstü kapalı tehditler, bir işin yapılması için yöneticilerini ekleyip otorite baskısı kurduğunu düşünme … İşte bu, mobbingin klasikleşmiş bir hali. Maillerin altındaki “değerli katkılarınızı bekliyorum” ifadesi ise tüy diken, en bilindik bir o kadar sinirler ayarlarını bozan ortak cümledir. Bu mailleri mobbing haline getiren konu ise bitmesi mümkün olmayan tarihlere teslim tarihleri konulması, sürekli olarak herkesin olduğu maillerde hesap sorularak çalışanın baskı altında tutulması, bir nevi sürekli tehdit altında çalıştırılması diyebiliriz.
💡 Benzer hikayeleriniz varsa instagram postumuzun altına yorumlarınızı bekliyorum.
Toplantılardaki Güç ve Otorite Gösterileri:
Diğer bir bilindik yöntem ise yöneticilerin, toplantılarda sizi yerle bir eden eleştirileri ile tüm özgüveninizi yavaş yavaş, parça parça koparıp almaları. Örneğin bir sunum yaparken, sert bir ses tonu ile argümanı olmadan, sadece “bence” lerle günlerce hazırladığınız raporu belki de aylardır emek verdiğiniz projeyi kötüleyen direktörün, arkadaşlarınızın veya patronun önünde sizi küçük düşürmesi. Genelde bu eleştiriler işe yönelik değil kişiliğinize saldırı haline gelmeye başladıysa, kötü haber; bunun devamı gelecektir.
Departmanlar arası toplantılarda size söz hakkı tanımayan, sizin konuşmanız gerektiğinde ise toplantının ortasında kaşıyla gözüyle size mesajlar veren veya konuşmanızın bitiminde mutlaka eleştiren ve bunu yaparken de zaman zaman sevgi sözcükleri kullanarak, sizi koruduğunu ve bunun için sizi uyardığını söyleyenler de çıkabilir. Böylelikle, zamanla siz ne zaman bir fikir, hata, şikayet, sorun söylerken muhtemelen 3 kez belki 10 kez düşünmeye başlayacak, kendinizi ifade etmekten korkar hale geleceksiniz. Eleştirilerle, uyarılarla sizi yavaş yavaş, üstü kapalı sindirmek de mobbingin bir parçası. Mobbing, yalnızca kuytu köşelerde, birebir konuşmalarda değil işte böyle gösterişli bir sahnede, belkide de onlarca kişinin bulunduğu toplantılarda bile kendini belli edecek kadar ulu orta yapılabiliyor.
Video tavsiyesi:
Fazlaca Esnetilmiş Çalışma Saatleri: “Çıkıyor musun?”
Evden çalışmanın arttığı bu dönemlerde, bir çok yönetici bunu kendi çıkarları için genişletmeyi tercih etti. Bilhassa beyaz yakalılardan duyduğum en büyük sorunlardan biri de mesai saati kavramlarının kalmaması. Uzaktan çalışılabilecek işlerde, çalışanlara akşam saatlerinde, hafta sonlarında bile rahat yok. Yöneticisi, gece geç saatlerde Teams/Slack/Whatsapp vb iletişim kanalları üzerinden sürekli olarak mesajlar atanlar burada mı? Peki tatlı bir dille uyardığınızda siz de şu yanıtı duydunuz mu: “Canım, sen bildirimlerini kapatabilirsin, ben çok geç saatlere kadar çalıştığım için yazıyorum, mesajlara istediğin zaman bakabilirsin, zorlamıyorum ben seni.” Buna benzer yanıtlar en çok duyulan savunma stratejisi. Akşam, hafta sonu, tatil, izin farketmeden bu kanallardan soru soran, yanıt almadığında da hızını arttırıp gruplara yüklenen yöneticiler, siz yanıt vermediğinizde ise üstü kapalı en çok kendisinin çalıştığını söyleyip, size daha fazla yüklenebiliyor. Nasıl mı bu kadar net biliyorum: çevremde hemen herkesin yaşadığı klasik bir sorun. Sürekli olarak yanıt vermek zorunda hissettiği için iş ve özel hayat dengesini kaybetmiş, tüm hayatı sadece işten ibaretmiş gibi hisseden arkadaşlarım, artık psikolojik sorunları nedeniyle kazandıkları parayı da terapilere harcamak zorunda kalıyor. Bunlara ek olarak sizi haftada belki 60 saat çalıştıran yöneticileriniz, patronlarınız veya iş arkadaşınız, siz mesai bitiminde servise veya otobüse yetişmek için tam saatinde işten çıkmaya kalktığınızda yüzünde şaşkın bir ifade ile ; ‘’ Çıkıyor musun? ’’ diyerek sanki az çalışmışsınız, ya da erken çıkıyormuşçasına psikolojik baskı yapıyor mu? Eğer siz bu durumla karşılaşmıyorsanız şanslı grup arasındasın muhtemelen.
Mobbingin Sıradanlaşması:
Mobbingin bir şirket kültürü haline geldiğini ve sıradanlaştığını nasıl anlarsınız? Size çok basit, kendi bulduğum formülü vereyim: Eğer her iş günü iş arkadaşlarınızdan en az biri ile yöneticinizi çekiştirerek güne başlıyorsanız veya bir arkadaşınız size mobbinge uğradığını anlatmaya başladığında sözünü kesip, onlar bir şey mi diyip kendi yöneticisinizden bahsediyorsanız üzgünüm ama sizin için mobbing alarmları çalıyor olabilir 😟 En vahimi ise artık bu çarkın dişlilerine takılıp, sanki çıkış yolu yokmuşçasına her gün şikayet ederek, günlerin nasıl geçtiğini bilmeden aynı şartlar altında çalışmaya devam etmek…
Peki Yapan Neden Yapıyor ?
Mobbinge uğrayanlardan, mobbing yapanlar için en çok duyduğum sıfatlar;
- narsist
- psikopat
- akli dengesi yerinde değil
- yetersizlikten
- hiç bir şey bilmiyor onu kapatıyor
- yalakalık yapıyor
- kraldan çok kralcı
- kendi mutsuzluğunu bize de yansıtıyor
- …..
Peki bunlar gerçeği mi yansıtıyor sinirle öfkemizi yöneltmek için kullandığımız kelimeler mi?
Gerçekte size zorbalık yapan iş arkadaşınız; özel hayatlarındaki sorunlarını veya patronların/üst düzey yöneticilerin performans baskısı altında kendi stresini size yansıtıyor olabilir. Belki bunların işle hiçbir ilgisi yoktur; belki çocukluktan bugüne uzanan davranış problemleri vardır, belki de çok basit nedeni vardır ve yöneticilik yeteneği yokken yönetici yapılmıştır.
Araştırmalar, stresin, rekabetin ve zayıf iletişimin yoğun olduğu iş yerlerinin, mobbing davranışlarını teşvik etme olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bir yönetici, kendi pozisyonuna yönelik bir tehdit algıladığında veya liderlik konusunda güvensiz hissettiğinde, kontrolü sürdürme veya üstünlük sağlama amacıyla kendisine raporlayan ekibine mobbing yaparak istediği sonucu alacağını düşünme yanılgısına düşebilir. Ayrıca, organizasyon içindeki güç dengesizlikleri, yöneticilerin otoritelerini kullanarak çalışanlarını cezalandırma konusunda sonuçlardan korkmadan istismar etmelerine katkıda bulunabilir. Yine bu araştırmadan bir not daha eklemek istiyorum: Araştırmaya göre özgüveni düşük olan çalışanların zayıf veya savunmasız göründükleri takdirde zorbalığa maruz kalma olasılıkları daha yüksek olduğu anlaşılmış. Siz iletişiminize dikkat etseniz de, üslubunuza ve işinize azami özen gösterseniz de bazen bu gayretlerin neden işe yaramadığı da belki de bu gözlemle ilişkilidir. Belki yöneticiniz sizin nezaketinizi ve gayretinizi yanlış yorumlayıp, size rahatlıkla baskı yapabileceğini düşünüyordur, kim bilir?
Benim fikrim ise temel problem kişi değil kurum. İyi bir kurum kültürü ve etik ilkeler, tüm çalışanların hakkını ve eşitliğini korur. Hakareti, saygısızlığı ve mobbingi çok ciddi şekilde araştırıp, sorgulayan, gerçekten aksiyon alan firmalarda bilhassa yöneticiler bu konuda çok dikkatli olacaklardır. Çünkü bilirler ki hiç bir yönetici ünvanı nedeniyle ayrıcalığa sahip olamaz ve işinde en iyisi bile olsalar etik kuralları ihlal ettiklerinde kurumda kalamayacaklardır. Hatta yazılı olarak kurum içi iletişimde dikkat edilecek etik kurallar, saygı çerçevesi netleştirildiğinde işe alım süreçlerinde yani en başında daha ekip oluşturulurken olası riskin önü kesilecektir ya da minimizi edilecektir.
Mobbingle Baş Etme Stratejileri:
Şimdi gelelim “Bu mobbing denen şeyi nasıl atlatacağız?” sorusuna. Araştırmaları okuduğumda ve küçük bir network anketi yaptığımda genel çözümün o kurumdan ayrılmak olduğunu gördüm. Tek çözüm istifa mı? Hayır değil!
- Öncelikle ne sizin ne de o şirketin vazgeçilmez olmadığını, hayatınızı kazanmak için orada olduğunuzu gerçekten hatırlamak ve anlamakla başlayabilirsiniz. Bazen kendimizi bu düzende kaybolmuş buluruz ve yanı başımızdaki alternatifleri bile göremeyiz. Önce başımızı kaldırıp, sağlığımız ve sevdiklerimiz için fazla mesai saatlerini azaltabiliriz. Böylelikle durumumuza dışarıdan bakma fırsatımız olur ve yeni seçenekler bulabiliriz.
- Eğer yukarıdaki adımı dahi yapmakta zorlanıyorsak profesyonel bir destek alarak başlayabilir, bir terapiste başvurabiliriz. Terapi süreci, size sorunu kavramsallaştırmada ve farklı bakış açıları edinmenize yardımcı olacaktır.
- Mobbing yapan yöneticiniz ile sakin bir ortamda neler hissettiğinizi konuşabilirsiniz. Suçlayıcı bir üslup yerine; “Örnek verdiğim olaylardaki davranış biçimi kendime özgüvenimi, motivasyonumu kaybetmeme neden oluyor. Belki farkında değilsiniz ama size anlattıklarımdan çok daha fazla etkisi var üzerimde. Eğer bu iletişim tarzı ve tutumlar yerine şöyle yaparsanız ben de tekrar motive olabilirim. Aksi taktirde gün gün verimim ve motivasyonum düşecek diye hissediyorum.” gibi sizdeki etkilerine odaklanan bir konuşma yapabilirsiniz.
NOT: Konuşmanın muhataplarının bir çoğu bu yöntemde istediğiniz yanıtı vermeyebilir veya beklediğiniz değişikliği göstermeyebilir. Bu nedenle işe yaramadı diye pes etmeyin 🙂 - Bir üst yöneticinizle, İK departmanı ile veya patron ile (organizasyonel yapıya bağlı olarak) görüşebilirsiniz. Bu çözümün işe yararlılığı için de yine kurum kültürü çok önemli. Eğer kurumunuzda bu konuyla ilgili aksiyon alınmıyorsa, benzer olaylar geçmişte de yaşandıysa ve hiç bir önlem alınmadıysa bu adımı geçebilirsiniz.
- Yıkarıdakilerin hiç biri uymadıysa/işe yaramadıysa Mobbingle Mücadele Derneği gibi farklı sosyal oluşumlar, dernekler size nasıl mücadele edebileceğiniz konusunda bir çok destek sağlıyor. Bunlardan birine başvurabilir, uzman desteği alabilirsiniz.
- Ben hiç biriyle uğraşamam artık, böyle bir enerjim kalmadı diyorsanız maalesef en bilindik yola dönüyoruz: İSTİFA!
Video tavsiyesi: